Bağlar viran olmuş bozuk yapraklar
Kuraklık yüzünden ölmüş topraklar
Tepeden dökülür ev ile barklar
Kerpiç duvar derken damlar perişan
Başına geleni bilmeyen halkı
Büyük güçler topa tutmuşlar sanki
Anlatacak öyle şeyleri var ki
Anlatmayı bilmez diller perişan
Defter kalem almaz anlatsam hali
Bir gün uyanacak bizim ahali
Evinde bulunmaz yırtık bir çulu
Açlıktan kıvranan dullar perişan
VAN/1979
Gurbet
Adını çok duyardım geleyim dedim bir gün
İnan sevincimden ben uçuyor idim o gün
Biraz gezdim düşündüm bilmiyordum kendini
Düşünüyor sanmıştım gariplerin derdini
Gelmeye pişman oldum İzmir senin içine
Beni zorla koşturdun benden büyük işine
Kazmada çalıştırdın kürek verdin elime
Seni nasıl saygıyla alayım ben dilime
Beni aldın elimden kendimi bilmez oldum
İnan senin derdinden hem sarardım hem soldum
Ali Ağa dediler koşup geldim Erciş’ten
Kaçamadım burada en güç en ağır işten
Gerçeği sende buldum hayaller yalan imiş
Atalarım boş yere gurbet kötü dememiş
Ne hayaller kurardım halbuki senle dolu
Şimdi hatırlayınca yüreğim nefret dolu
Gençlikle neşe ile dolu hayaller idi
Senin kazma küreğin yedi onu bitirdi
TV’deki yer nerde o ne acayip yerdi
Bu cehennem gurbete beni o yer gönderdi.
İzmir/ 1978
PARA
Sen bir varsın bir de yoksun
Ceplerde sihirsin para
Her yerde durmadan akan
Büyük bir nehirsin para
Köle edersin herkesi
Patron eder bazı bazı
Başbakan olur bir kuzu
Doruğa çıkarsın para
Konu oldun öykülere
Ad saldın dilden dillere
Hayal oldun biz kullara
Her yerde sökersin para
Derde salarsın kimini
Dertten alırsın kimini
Bazen insan olmayanı
İnsana katarsın para
Kimini yöneltir gama
Kimin benzetir yamyama
Ejderha değilsin ama
Dünyayı yutarsın para
İyiliğe dur diyene
Kötülükle beslenene
Suç işleyenin önüne
Perdeyi çekersin para
VAN/1979
AĞAÇ
Şu gerçek dünyada ağacız ağaç
Ağaçlar ağaca kul diyemeyiz
Birine kızarsak tekmeyi vurup
Şurada karşında yol diyemeyiz
Bize su verene meyve veririz
Onları ısıtır odun oluruz
Dermansız birine derman oluruz
Dermanını kendin bul diyemeyiz
İlk bahar gelince çiçekler açar
Onların da yeşil yaprakları var
Yele karşı hepsi başını sallar
Bizden olmayana kıl diyemeyiz
Ne bencillik vardır temelimizde
Ne para hırsıdır kafada gözde
Biz insan değiliz, bitkiyiz sözde
Bize yağmur ele sel diyemeyiz
Şu bizim gölgemiz herkese gerek
Yasak eylemişler örgü çekerek
Siz insanlar gibi gölgelenerek
Ben burda sen orda kal diyemeyiz
İsteyen herkese vermeli bizi
Süsleyip duralım evlerinizi
Yaratmamak için hiçbir hırsızı
Bana gölge sana dal diyemeyiz.
VAN/ 1979
1985 GENÇLİĞİ
Zavallı gencecik yaratıklar
Size dünyayı verseler ne çıkar
Bu örümcek beyninizle
Altın taş olur elinizde
Siz
Siz ki totolarla doldurdunuz
O boş beyninizi
Hayallere
Masallara şartladınız kendinizi
İzi
Yok gerçeklerin beyninizde
Ki
Her şeyin sorumluluğu sizde
ANKARA/1985
OYNAMAK
Oynamak istiyorum
Doyasıya
Şurada duruyor salıncak
Çağırıyor beni
Gel diyor,
Bin diyor bana
Belki de hayatında ilk defa binecen
Bu gün de binmezsen
Binmeden öl ecen
Binerim ama
Ya görürlerse
Ne olur
Ne olur
NE OLUR?
Adama bak eş şek kadar
Üstelik de üniversiteli
Saçı var
Sakalı var
Utanmıyor
Salıncağa biniyor.
Duruyor orda salıncak
Çevrede kimse yok
Bir önder var
Bir de ben
Oda istiyor benim gibi
Eş şek kadar
Saçı var
Sakalı var
Saat gece sekiz
İkimiz
Bir kaçamak
Ve salıncak
Ne tatlı oyuncak
Oynamak
Yaşamak
Hukuk kimin umurunda
Sosyoloji kimin
Yasaları kim takar
Toplumu kim
Ne yapar normlar
Değerler ne yapar
Açsak oynamaya
Susuzsak
Salıncak ne tatlı oyuncak
Bir o yana
Bir bu yana
O yana
Bu yana
Bir çocuk görecek
Katılarak gülecek
Amcalar
Eş şek kadar
Saçları
Sakalları var
Şu yüz hatlarına bak
Ne bir şey var
Kendilerini rahatsız edecek
Ne zıtlıklar
Ne çelişkiler
Sadece yaşanan ilişkiler
Mutluluk
Sevinç
Bir saat sallandılar
Gittiler
Belli ki oyun kaçırmış uykularını
Yaşayamamışlar çocukluklarını
UMUDUMSUN
O minicik elini ne güzel sallıyorsun
Neden söylesene sen, sen niye ağlıyorsun
Senin ağlayan gözün verir içime keder
Ağlama n’olur artık görenler bana ne der
Benden sana geçecek dünyanın yönetimi
Haykırmak senin hakkın, demek bil kıymetimi
Benim bıraktığımı sürdürecek olansın
Bu dünyayı yaşanır hale verecek sensin
Senin görevin büyük, dağları da aşıyor
Senin sevgin babanın yüreğinde yaşıyor
Umudum sensin artık, sana bağlanmışım ben
Ya senle değişecek, ya batacak bu düzen
Silahları çöplüğe atacaksın bilirim
Bunun tersini görsem, bu dert ile ölürüm